27 Temmuz 2007 Cuma

Etiket Kampanyamız...

Oluşturduğumuz bu etiketleri su şişelerinin üstüne yapıştırarak insanların bilinçlenmesini hedefliyoruz.

Afişimizi hazırladık...

YAŞANABİLİR BİR GELECEK İÇİN KYOTO PROTOKOLÜNÜ İMZALAMALIYIZ!..

Neden İmzalamalıyız???

KYOTO PROTOKOLÜ NEDİR?Kyoto Protokolü, sera etkisi yaratan gazların salımlarını (emisyon) kısmak üzere sanayileşmiş ülkelere çeşitli hedefler belirleyen uluslararası bir anlaşmadır.Kyoto protokolü 1997yılında imzalanmıştır ve 16şubat 2005’de yürürlüğe girmiştir.178 ülkenin katıldığı Kyoto protokolüne en son destek veren ülkelerden biride Rusya’dır(eylül 2004) ancak bu gazların salımının en yüksek olduğu ülke ABD bu protokolü imzalamamakta hala ısrar etmektedir. Anlaşma, uluslararası hukuk içinde bağlayıcı olabilmek için, 1990'da sera etkisi yaratan gaz salımlarının en az yüzde 55'inden sorumlu olan ülkelerin imza atmış olmasını şart koşuyor
Sera etkisi:Dünya üzerine düşen güneş ışınlarından çok,dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır.Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit,metan ve su buharı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulur,böylece dünya ısınır. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına da sera etkisi denir.Atmosferde bu gazların miktarının artması ısınmayı artırır. Günümüzdeki tehlike,karbondioksit ve diğer sera gazlarının miktarındaki artışın bu doğal sera etkisini şiddetlendirmesinde yatmaktadır.binlerce yıldır dünyamızdaki karbon kaynakları kararlı kalırken,şimdi modern insanlığın aktiviteleri,fosil yakıtların kullanımı,ormanların yok oluşu,aşırı tarım yapılması,atmosfere büyük miktarlarda karbondioksit ve diğer sera gazlarının atmosfere salınmasına sebep olmaktadır.

Dünyada sera gazı salımlarını en hızlı arttıran ülkelerden bir diğeride Türkiye’dir.1990-2004 yılları arasında sera gazı salımlarının 170 milyon fondan 357 milyon fona çıkaran,yani %110 artış gösteren Türkiye bir rekor kırmıştır.Türkiye bu rekorla dünyanın tüm sera gazı salımlarının %1,3’ünü yaparak, küresel ısınmaya en çok neden olan ülkeler sıralamasında 13.sıraya yükselmiştir.Bu nedenle de Türkiye’nin bu protokolde imzasının olması gereklidir.
Tablo’da görüldüğü gibi, toplam seragazları içinde CO2 emisyonu, % 88’lik pay ile en büyük yeri almaktadır. İkinci sırada, ortalama % 10-11’lik payla metan gazı (CH4) yer almaktadır. Diğer gazların oranları ise, bu iki seragazına nazaran çok düşük kalmaktadır.
Tablo’da da Türkiye’nin bu konuda Kyoto’ya katılımının gerekliliğini görüyoruz.

CO2 emisyonunu azaltmaya yönelik Türkiye’nin uygulayacağı politikalar şöyle olabilir:
-Türkiye’de özellikle rüzgar enerjisi konusunda önemli bir potansiyelin olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yenilenebilir enerji kaynakları (rüzgar, güneş enerjisi, biokütle vs...) kullanımının teşvik edilmesi,
-Avrupa Birliği’nde uygulanmakta olan Karbon Vergisi’nin, Türkiye’de de uygulanabilirliliği konusunda araştırma yapılması,
-Enerji santralleri ve fabrikalarda, üretim faaliyeti sonucu oluşan zararlı gazların çevresel etkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak, baca arıtma tesislerin kullanımının zorunlu hale getirilmesi ve bunların denetiminin devlet tarafından düzenli olarak yapılması,
-Enerji kullanımında verimlilik artışı ve tasarruf sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılması,
-Özellikle konutlarda, ısınma probleminin giderilmesinde doğalgaz kullanımının ülke çapında yaygınlaştırılması,
-Yük ve yolcu taşımacılığında, toplu taşımacılığın yaygınlaştırılması için gerekli çalışmaların yapılması ve uygulamaya geçirilmesi,
Sonuç olarak, Avrupa Birliği’ne tam üyelik süreci ve uluslararası sorumluluk bağlamında, önemli bir ön koşul olan Kyoto Protokolü’nün, bir an önce imzalanması ve Kyoto’da uygun bir hedef alınması sonucu, Türkiye için belirlenen hedeflerin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Gençlerin Kyoto Hakkında Bildikleri-Bilmedikleri...